Mutluluk 6 (Tatlı rüyalar)

Day 1,246, 04:39 Published in Turkey Turkey by tiryakihasanpasha

Mert alt-tab ile üç ekranı birden takip ediyordu. Repde bir iki haber okuyor, toolbarda CallofdutyModernwarfarei tıklayıp oyuna geçiyor, alt-tab ile çıkıp msn de Tülay ile yazışmaya devam ediyordu. Sonra yine erep, yine callof ve yine Tülay... Toolbarında simge durumuna küçültülmüş bu üç pencere, adeta onun bilgisayar kullanma anlayışının somut ifadesiydi. Tabii ki hard metal dolu winamp ı da unutmamak lazım!

Bir an tombul kafası ekrana çarpınca kendine geldi. Salih,

"La olum git bi yüzünü yıka la. Uyumaya mı geldin buraya ehehe"

Mert gitti, yüzünü yıkadı geldi. Alnına dökülen saçlarını düzeltti. Tülay tam 40 dakikadır ofline dı. Gerçi ilgincine gidiyordu; Tülay'dan başka sabaha kadar bilgisayar başında olan kız görmemişti hemen hemen.

Göz kapakları ağırlaşıyordu Mert'in. O küçücük göz kapakları nasıl oluyorduysa binlerce tonluk ama tatlı bir ağırlığa ulaşıyordu. Taşımak zorunda olmadığını da iyiden iyi biliyordu onları. En lokum tarafı da kapaklar birbiriyle buluşunca, gözlerinin birleştiği yerden burnuna, oradan da damağına mükemmel bir tat geliyordu. Tadı tadıyordu. Bu vazgeçilmez birşeydi.

Neden sonra kendine geldiğinde. Etrafın aydınlık olduğunu farketti. Ağzını ayıra ayıra boşluğa bakıyordu. Bembeyaz sütunlar vardı heryerde, daha çok bir yer altı sarnıcını andırıyordu burası.Beyaz sis tabakaları ise alttan ve üstten kadrajı tamamlıyordu. Serin bir yerdi. Freş rüzgarlar bembeyaz elbisesini havalandırıyordu, bunu hissediyordu.

"Kimse yok mu?" diye bağırdı.

O sırada sislerin içinden upuzun ak saçlı, ak sakallı, kefen tarzı beyaz elbiseli ve elinde asası olan nur yüzlü bir ihtiyarı seçebildi.

İhtiyar kapkalın beyaz kaşlarıyla ona doğru bir kaç adım attı. Fazla yaklaşmadı. Mert ise ona doğru koşar adım yürüdü. Yaklaşınca durdu ve sordu;

"Hey amca, ben nerdeyim? Burası neresi? Ve sen kimsin?

"Oğul, ne zamandan beri dileğindir, biliyorsun. Ben Plato... Şimdi dile benden ne dilersen..."



DEVAM EDECEK