Batı'da İnsan Hakları İhlalleri

Day 2,782, 00:39 Published in Turkey Turkey by ogunccc

Amerika ve İngiltere'de insanların özel yaşam alanının geniş çapta ihlal edilmesini masaya yatırmak istiyoruz.

Küresel bilgisayar ağları veya internet, insan yaşamında yeni bir dönemin başlamasına ve insanların arasındaki iletişim ve irtibatta muazzam bir değişime sebebiyet vermenin yanında bir çok durumlarda da insan hakları ihlallerine zemin oluşturmuştur. Öyle ki bu şebekenin aracılığı ile insanların özel veya kişisel bilgilerinin ifşa edilmesi an meselesidir. Çeşitli sebeplerden ötürü ve kolay ulaşılması veya başka merkezlere aktarılması için bu ortamda saklanan ve korunan bu bilgiler kolaylıkla ecnebilerin eline geçebilirler veya servis edilebilir. Öte yandan bilgilerin alışverişinde sınırların aşılma özelliği, insanların özel yaşam alanının ihlal edilmesine de sınır ötesi özellik kazandırmıştır. Nitekim bu durum devletlerin kendi vatandaşları ve başka ülkelerin vatandaşları hakkında casusluk yapmalarına da zemin oluşturmuştur.

Son yıllarda bazı devletlerin insanların özel yaşam alanını ihlal etmelerinde büyük artış gözleniyor. Bu konuda ve özel yaşam alanı ihlalinde Amerika bu devletlerin başında yer alıyor. Gerçi bu devletler bu tür ihlallerine terörle mücadeleyi ve bu ülkelerin milli güvenlik katsayısını arttırmayı bahane gösteriyor. Özel telefon görüşmelerinin dinlenmesi, elektronik posta kutuları ve internet üzerinden bağlantıların kontrol edilmesi, başta Amerika olmak üzere Batılı ülkelerin kendi vatandaşları hakkında uyguladıkları özel yaşam alanı ihlali örnekleridir.

İnsanlar öz itibarıyla kendileri için özel bir alan oluşturmayı sever. Bu alan somut bir alan olmamakla beraber güvenli bir yerdir ve orada tek başına huzur içinde kalabilir. Bu durum, her insanın kişisel ve özel bir alana ihtiyacı olduğunu gösterir. Bu alan görünmeyen sınırlarla başka alanlardan ayrılır. Özel yaşam alanı vatandaşlık haklarının mısdaklarından biridir ve bu hakka saygı duymak, vatandaşlığın temel ilkelerinden biri sayılır. Bu alan insanların en özel yaşam alanıdır ve başkaları tarafından anlaşılması ve saygı duyulması gerekir. Bir de şunu bilmek gerekir ki hiç kimse başkalarının özel yaşam alanına girmeye veya müdahalede bulunmaya hakkı yoktur ve bunu yapmak suç ve yasalara karşı gelmek sayılır.
Özel yaşam alanını, insan kişiliği ile doğrudan ve sıkı sıkıya bağlı olan insan haklarının en temelli ve en köklü haklarından biri telakki etmek mümkün. İnsanın yalnız kalma hakkı ve yine başkalarının kontrol eden bakışlarından ve teftişlerinden bağımsız yaşaması, her insanın bağımsız kişiliğinin gerektirdiği hakkıdır.

Özel yaşam alanı hakkı, uluslararası yasalarda açıkça ifade edilen bir haktır. Evrensel insan hakları bildirisinin 3. maddesinde şöyle deniliyor: Her insanın yaşam, özgürlük ve özel güvenlik hakkı vardır. Yine aynı bildirinin 12. ilkesinde de şöyle deniliyor: Hiç kimsenin özel yaşamı ailevi işleri, ikametgâhı veya yazışmalarına başına buyruk karışmamak veya birinin şerefine, onuruna ve şöhretine saldırmamak gerekir. Bu tür müdahalelere karşın yasal himayeden yararlanmak her insanın hakkıdır.
Özel yaşam alanı hakkı evrensel insan hakları bildirisinin yanında 1966 yılında onaylanan medeni – siyasi haklar misakında da vurgulanmıştır. Bu uluslararası belge 9. maddesinin 1. bendinde tüm insanlar için özel güvenlik hakkını tanıyor. Ardından 17. maddenin 1. bendinde insanların özel yaşamı ve kişisel yaşam alanını yasal korumaya alıyor.

Bu bağlamda var olan tüm uluslararası konvansiyonlar ve bildirgelerden başka, bazı bölgesel belgeler de insanların özel yaşam alanını korumaya vurgu yapıyor ve insanların özel yaşam sırlarını yasal koruma altına alıyor.
1950'de onaylanan insan hakları ve temel özgürlüklere desteğin Avrupalı konvansiyonunun 8. Maddesine göre bütün insanların özel yaşam alanına ve ailevi yaşamına ve evinin alanına ve yazışmalarına saygı duymak gerekir. Hiç bir devlet yetkilisi, kanunlara göre milli güvenlik maslahatı, toplumun güvenliği, ülkenin iktisadi refahı, düzensizliği önlemek, ahlaki sağlığı korumak veya demokratik bir toplumda başkalarının hak ve özgürlüklerini korumak gibi durumların dışında bu hakkın kullanılmasına müdahalede bulunmaması gerekir.

Öte yandan AB üyesi ülkelerin başta özel yaşam alanı hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlükleri daha iyi koruma altına almayı güvence altına almak için alına tedbirleri koordine etme doğrultusunda 1977 yılında AB telekomünikasyon verilerini koruma yönetmeliği onaylandı.
Özel yaşam alanının bireylerin, firmaların veya devletlerin taarruzundan koruma hakkı dünyanın bir çok ülkesinde özel yaşam alanını koruma kanunu olarak mevcuttur ve bazı durumlarda hatta anayasalarında yer almaktadır.

Casusluk faaliyetleri ve özel yaşam alanlarını geniş çapta ihlal etmesi kendi vatandaşlarının geniş çaplı itirazlarını beraberinde getiren Batılı devletlerden biri hiç kuşkusuz İngiltere'dir. İngiltere yönetimi yürüttüğü geniş çaplı lobi çalışması ve baskı ile parlamentoda güvenlik güçlerine ve yasaları uygulayan kurumlara insanların siber ortamda ve sabit ve cep telefonlarında tüm kişisel bilgilerine ulaşma hakkı tanıyan bir yasa çıkardı.
"2014 verileri inceleme ve saklama yetki kanunu" adı verilen bu yasa tasarısı 14 Temmuz 2014'te İngiltere parlamentosuna sunuldu ve üç gün sonra onaylandı ve hemen ertesi gün de yürürlüğe girdi.

Aslında Londra yönetimi bu tasarıyı AB adalet divanı 2000 verileri inceleme yetkisi yasasını feshetmesinin ardından parlamentoyu sundu. Avrupa yüksek mahkemesi 2000 yasası vatandaşların bilgelerinin doğrudan saklanmasına yol açtığını ve bu yüzden de insanların özel yaşam alanı hakkını ihlal ettiğini belirtmişti. 2000 verileri inceleme yetki yasasına göre devlet kurumları insanların internet ortamındaki özel bilgilerine ulaşma ve hatta insanların hakkında casusluk yapmaya ve internet ortamında faaliyetlerini rasat etmeye yetkiliydi.
Şimdi İngiltere'de çıkarılan yeni yasaya göre güvenlik kurumları ve yasaları uygulayan kurumlara zaruri gördükleri durumlarda yargı kurumunun izni olmaksızın uygun yöntemlerle sabit ve cep telefonu operatörlerinden hedef kişilerin iletişim bilgilerini en çok bir yıllık bir süre için kaydetmelerini ve gerektiği takdirde onlara teslim etmesini isteyebilecek.

The Guardian gazetesinin 1 Haziran 2015 tarihinde yayınladığı raporuna göre, İngiltere polisi İngiliz vatandaşların telefon görüşmeleri ve elektronik yazışmalarının %93 kadarına ulaşabiliyor. Bu rapora göre son üç yılda İngiltere polisi 730 bin kez insanların telefon görüşmeleri ve özel e-mail kayıtlarını talep etmiştir. Yine araştırmalar, İngiltere polisinin kendi vatandaşlarının telefon görüşmelerini ve e-mail kayıtlarını takip etme oranında büyük artış yaşandığını ortaya koyuyor. Buna göre de İngiliz vatandaşlar bu duruma itiraz ediyor ve polis teşkilatının onların özel yaşamlarına ulaşmalarına kısıtlama getirilmesini istiyor.
İngiliz yetkililer ise halkın telefon görüşmelerinin dinlenmesine karşı itirazlarına gösterdiği tepkide, halkın bu meseleden doğru bir algılaması olması gerektiğini ileri sürüyor ve bu bilgilere rahatça ulaşabilmenin polis teşkilatı ve güvenlik kurumları için zaruri olduğunu vurguluyor.

Bu konuda bir açıklama yapan İngilizlerin muhafazakar partisinin eski üyelerinden David Davis şöyle diyor: Bizler yasalarımızı değiştirmeden önce bu meseleyi anlamak ve onu kontrol altına almak zorundayız.
Privacy International grubu başkanvekili Eric King de şöyle diyor:
Bazıları vatandaşlardan gönüllü olarak toplanan, bazıları çalınan ve bazıları da rüşvet veya zora baş vurmak gibi yöntemlerle toplanan bu bilgiler insan hakları ihlali ve bir nevi kötüye kullanmaktır ve bu süreç derhal durdurulması gerekir. Vatandaşların özel bilgilerinden bu denli yoğun ve geniş bilgiyi toplama işi yasal çerçevelerin dışında yürütülmüştür, öyle ki İngiliz istihbarat kurumları yasaların ötesinde hareket etmiştir.

Amerika yönetiminin gizli ve güvenlik eksenli konulara yönelik yeni politikaları ise tamamen insanların özel yaşam alanını ihlal etmeye yöneliktir. Gerçekte Amerika yönetimi güvenlik meseleleri hakkında duyduğu kaygı ve sezdiği tehlikelerin yüzünden tüm zeminlerde ve hem iç arenada ve hem uluslararası arenada bir takım gözetleme tedbiri uyguluyor. Bu gözetim işi ise genellikle elektronik aygıtların aracılığı ile hem sıradan insanlara ve hem resmi makamlara karşı uygulandı. Bu elektronik gözetimin sonucu, yönetimin veya daha doğrusu Amerika'nın güvenlik yetkililerinin insanların Amerika içinde ve dışında özel yaşam alanlarına girmeleri oldu.

Bu gözetimlerin en bariz mısdaklarından biri ise Amerikalı gazeteci Edvard Snowden'in yaptığı ifşaattı ki bu ifşaatın ardından Amerika yönetiminin çeşitli elektronik aygıtlar ve sistemlerle dünyanın dört bir yanında insanları gözetlediği ortaya çıktı. Bu ifşaatta, Amerika yönetimi her gün insanların e-maillerini, chatroomlarını kontrol ettiği ve e-mail adreslerini ve sanal ortamdaki şifreleri kırmak suretiyle başkalarının özel bilgilerine ulaştığı anlaşıldı. Amerika yönetiminin bu tür casusluk faaliyetler sadece Amerikalı vatandaşlar veya başka ülkelerin sıradan vatandaşları ile sınırlı olmadığı, Amerika yönetimi hatta AB liderleri ve Fransa Cumhurbaşkanı gibi müttefik ülkelerin liderleri hakkında da bu tür casusluk faaliyetleri yürüttüğü ortaya çıktı. Bu ifşaat en başta AB liderlerini öfkelendirdi.