Kompleks
tiryakihasanpasha
Telefon çaldı. Hemen kaldırıp cevap verdi.
“Buyurun efendim”
“Yavrum evladım, gazeteleri okumuyor musun? Duyduklarımız doğru mu? Kendi ülkene hile ile kazanç durumu mu sağlıyorsun sen?”
“Hayır efendim yalan. Yüce İsa üzerine yemin ederim ki yalan. Türkler kaybetmeye başladıkça işi çirkefliğe vuruyorlar.”
“Yavrum evladım biz oraya seni neden admin diye diktik? Senin objektifliğine ve tarafsızlığına güvendiğimiz, inandığımız için. Bizi hayal kırıklığına uğratman için değil.”
“Efendim, sizi temin ederim sizin güveninizi zedeleyici hiçbir şey yapmadım” derken bacaklarını sıkı sıkıya birbirine sürtüyordu Plato.
“Saygınlık ve tarafsızlık bizim için önemlidir. Bu bizim temel prensibimizdir bunu çok iyi biliyorsun Plato. Gerçek hayattan alışkanlık olan hiçbir şovenist ve milliyetçi duyguların burada yeri olamaz. Burada milliyetçilik olacaksa bile bu dünyaya ait bir milliyetçilik olabilir o ancak. Ve bu yüzden gerçek hayatın sebep olmadığı her hile affedilebilir iken, o şekilde olan en küçük bir yanlışı cezasız bırakmayız… Biz, ideal bir dünya yarattık ve bunu sürdüreceğiz”
“Anlıyorum efendim.”
“O zaman “motto” muzu söyle!”
“Yaşasın e-republik!”
“Peki, kendine iyi bak. Sana görevinde bol şans.”
“Sağolun efendim!” dedikten sonra sert bir şekilde telefonu kapattı Plato.
Derin bir nefes aldı. Kablolarla dolu server odasına kısa bir bakış attıktan sonra arkasına yaslandı. Önünde otuz üç inç ekranda dünya haritası açıktı. Haritaya baktı. Yarısı Yunanistan tarafından ele geçirilmiş Türkiye’yi gördü. Mutlu oldu. Bir sigara yaktı.
Sigara dumanı vantilatöre doğru yürüyen bir yol gibiydi oturduğu yerden. Yola baktıkça yakın geçmişte başından geçenleri anımsadı. Nasıl bu oyundan haberdar olmuştu? Nasıl yükselmişti? Ve en sonunda İngiliz patronların gözüne girerek nasıl da yükselmişti!
Akabinde, vakti zamanında patronlara büyük bir server taahhüt edemeseydi bu makama gelemeyeceğini de anımsadı.
Çocukluğunu anımsadı. Okulda öğretilenleri. Türklerin nasıl kültürsüz, nasıl barbar olduğunu anlatıyordu öğretmeni. Küçük Plato parmak kaldırıp sordu;
“Peki öğretmenim sonra ne oldu? Barbar oldukları için onları zapt edip himayemize almadık mı?”
“Hayır yavrucum. Planda istenmeyen şeyler gerçekleşti. Bir Mustafa Kemal çıktı ortaya ve kıçımıza tekmeyi bastı. Bütün Türkleri kurtardı.”
“O zaman demek ki hakkımız buymuş öğretmenim? Megalo ideadan vazgeçmeliyiz galiba?”
“Sen ne biçim konuşuyorsun öyle! Vatan haini misin? Megalo ideaya er ya da geç erişeceğiz. Öyle ya da böyle! Gel buraya. Şimdi git çöp kutusunun yanına. Ders bitene kadar tek ayak üstünde dur. Aptal çocuk seni”
Tüm sınıf ona gülüyordu… Artistik bir hareketle derin bir fırt daha çekti sigarsından. Bunu yapınca çocukluğu kayboldu. Onun yerine iki hafta öncesi geldi.
Arkadaşı Aleksio’ya gizli bir e- mail adresini kullanarak gönderdiği cheat programını aklına getirdi. Onun da bu hile programını yakın çevresine yaydığını hatırladı. Ve Aleksio’ nun hile programı kullandığını kendisinin bilmediğini zannetmesine acı bir şekilde gülümsedi.
Ama ne yapabilirdi ki? Başka seçeneği var mıydı? Hayaller ne olacaktı? Hiç gerçekleşmeyecek bir rüya, kendinin müdürü olduğu bir dünyada da gerçekleşmeyecekse, o zaman bu hayal dünyasının anlamı neydi?
Vicdanının diğer yarısı rahat durmuyordu. Eski duman dalgası rüzgarla dağılmadan cevap veriyordu, hem de hiç durmadan; "hileyle kazandırmak ne anlama gelirdi? Yunanlılar tüm bu olanları bilse bundan rahatsızlık duymazlar mıydı? Üstün Helen gücünün adi bir hileye mi ihtiyacı vardı. Bu, düpedüz yenilgiyi kabul etmek değil miydi? Bu Türkler’in gücünü manevi anlamda kabul etmek değil miydi? Bu günah, bu suç; hesap gününde ortaya çıkmayacak mıydı? Bu nasıl bir hakemliktir? Bu nasıl bir hakimliktir. Bu nasıl bir erdemsizliktir?"
Oyun akışına baktı. Tekerlekli döner koltuğunu bir sağa bir sola çevirip duruyordu. Vicdanının kararmış yarısı ıslak bir köpek gibi silkindi ve cevaben havlamaya başladı, diğer yarısından çok ama çok sinirliydi; "hilenin, bug un ya da başka bir şeyin hiçbir önemi yoktu. Şimdi önemli olan savaşmayıp kılıç bırakan Türkler’i , onların üzülüşünü, acı çekişini en azından bir oyunda da olsa görebilmekti. Hem Yunanlılar bunu bilse bile ne diyeceklerdi ki. Hatta ve hatta “Aferim dostum iyi iş. Sayende nasıl da ağlattık Türkleri” diyeceklerdi eğer bir gün öğrenmiş olsalar bile."
Ne demişti öğretmeni küçükken? “Öyle ya da böyle!” Evet, öyle ya da böyle. 1922 de olmadı neden 2011 de olmasın? Gerçek toprakta olmadı ama neden ekranlarda olmasın? Yetmez mi? Bu herkesi mutlu etmez mi? Hakemliğin, tarafsızlığın canı cehenneme! Ve sesli olarak “Ah anne ah baba. Yaşasaydınız ve bu günleri görseydiniz benle gurur duyardınız” dedi.
Arkasına yaslandı bir sigara daha yaktı odayı terk etmeden önce. Vicdanını şimdilik bu güzel mastürbasyonla rahatlatmıştı. Mastürbasyon ne de güzel bir şeydi! Olumsuz düşünceler artık yoktu.
Duvarda asılı olan Brad Pitt’in resmine baktı ve Aşil’in o büyük sözünü başını yavaşça ileri geri sallayarak tasdik etti Plato.
“Savaşta en önce, dürüstlük ölür.”
Comments
ÇOK DEHŞET YAZMIŞIN TEBRİK EDERERİM
VAY!
okumadım
Teşekkür ederim.
Valla olur mu olur. Belki de böyle olmuştur olaylar.
Dostum bu yazıyı okuyana bence 5 gold atıp '' Unnecessary Reader Medal'' takmalısın...
Vakti bol olan okusun abi (:
okudum, oyladım madalyamı isterim😃
kurgun gözümde canlandı valla, tebrikler
plato bu kadar bile adil değil ki
biz seninle aynı oksijeni alıyoruz,😒
o-
ya sanki plato gerçekleri sana anlatmış sende türkçeye tercüme etmişsin...tebrik ederim...
Oyladım.
Okunması şart olan bi makale bence güzel hayalgücü
@uygar25
Sonuçta o da insan, onun da kendi içinde çelişkileri muhakkak vardır. Zaten psikolojide 'kompleks' kelime anlamı olarak; çelişkilerdeki bu karmaşayı ifade eder.
süper yazmışsın okudum çok beğendim ve oyladım.
ama Plato burada biraz iyi çıkmış hani o aslında iyi de çevre onu bu hale getirdi gibi. Bilmiyorum belki de öyledir (:
hoş yazıydı... yarı ıslak yavru köpek gibi silkindi 😁)
Ya abiler bir de şunu demek isterim; param yok pulum yok ve bu arada e-türkiye için birşeyler yapabilmem lazım. Madem yazar geçiniyorum, o halde bu durumu netleştirecek, vicdanımızda bu duruma ceza verdirebilecek birşeyler yazmak zorunda hissettim kendimi. Oh yazdım rahatladım anasını satayım. Elimden bu gelir.
Oha! v+s roman okur gibi okudum. Sen git roman yaz ciddiyim bak bu edebiyat kimse de yoktur.
v+s güzel
@buggyy
Usta; bir şeytan vardır, tamamen kötü olan. Bence her insanı kötü yapan bir sebep vardır.
@netser roy
denedim ama başarmak, çok ama çok zor. Öncelikle Boş vaktin olacak maddi durumun iyi olacak. Sonra evet yayınevleri, adam gibi adam olacak hatalarını tespit edecek. 1000 adet basım için 2500 tl CİK istemeyecek.
Satışların %60 ını almayacak bir de. Hadi alsın alsın &40 alsın. Razıyım. Neyse, başınızı ağrıttım.
uzun yazmışsın okumadım panpa😛
şaka şaka gayet güzel daha iyilerini de bekliyoruz senden.
güzel v+s
Güzel yazıydı ; )
güzeldi tebrikler
güzel v s
güzel v s
harika. ingilizcesini de yazın uluslararasına sokalım. dünya da keyf alsın
10 üzerinden 10
beyler profil resmi olarak hepimiz 1453 istanbul resimleri falan koysak daha uyuz olmazlar mı acaba
emeğine vote + sub
güzelmiş
helAL V S
Okudum bitirdim oylayip sub'ladim şimdi bi sigara yakip bi kere daha okuyacagim.. Harikulâde bir hayal gücüne sahip olmalisin bu cok büyük bir şans tebrik ederim yazı için..
üzücü ama gerçek...
1984 tadı aldım.
Keşke ben yazsaydım bu yazıyı.
Kıskanıldı
Oylandı
🙂
v+S. yarisi calinti gibi ama olsun guzel