Dilimizin Gelişmesi Üzerine
bozkurtaga
Dilimizin gelişmesi, batılılaşma çabamızın, devrimlerimizin zorunlu bir sonucudur. Bir uygarlık değiştiriyoruz. Doğunun durgun, içine kapanık, bir azlığın çıkarına kurulmuş ortaçağ toplum düzeninden ayrılmaya çalışıyoruz. Yaşayışımızın bütün alanlarında bu gidişin kaçınılmaz etkileri olacaktır. Dilimiz de ister istemez bu akıma uyacak, giderek batı uygarlığının gereklerini karşılamaya yeterli bir dil olacaktır. Gelişmenin gerçek anlamı da bu değil midir?
Arınması gerekli bir dilimiz var bizim. Bu daha çok aydın çevrelerin dilidir. Çoğunluğun pek anlamadığı, konuşmadığı bir dil. Buna yazı dili, bilim, sanat dili diyenler var. Gerçekte yapmacık, yaşama gücünü yitirmiş, Osmanlıca artığı bir dildir bu. Yalnız sözcükleri (kelimeleri) bakımından değil, dokusu, söz dizimi bakımından da konuşulan Türkçeyle pek ilgisi yoktur. Yüz elli yılı aşan bir süreden beri değişe gelen Osmanlıcanın bugünkü durumudur.
Osmanlıca, Osmanlı aydınlarının diliydi. Arapça, Farsça, okumuşlardı onlar. Bu dilleri kullanmakta bir sakınca görmezlerdi. Yaşayışı, düşünüşüyle, beğenileriyle, halktan uzaklaşmış kimselerdi. Çoğunluğun dışında mutlu bir azınlıktılar. Bunu bir erdem sayarlardı. Onların gözünde halk, kaba saba bir topluluktu. Dili de öyleydi. İncelikten, derinlikten uzak, anlatım gücünden yoksundu. Arapça, Farsça dururken elin kaba Türkçesiyle uğraşacak değillerdi ya! Üstelik böylece daha bir bilgili, derin sayılır, saygı da görürlerdi.
Bilimin de, sanatın da, dilin de kaynağı halktır. Halkın tutmadığı, anlamadığı, benimsemediği hiçbir şey yaşamaz. Halka dirsek çevirmiş aydının, halkın konuşmadığı dilin ileri bir toplumda yeri yoktur. Biz yeni eriyoruz bu gerçeğe. Halka yönelişimizin nedeni budur. Arınma işte bu yönelişin gereğidir. Bunu birkaç kişinin özentisi gelgeç bir akım sayanlar, ya bu gerçeği anlamıyorlar, ya da anlamak işlerine gelmiyor. Her çağda çıkarını kurulu düzende gören kimseler olmuştur.
Arınmanın en az güçlük gösteren yanı, Türkçe karşılığı olan yabancı sözcüklerin atılması, kullanılmamasıdır. Kendimizi biraz sıkıya koyduk mu kolayca başarabiliriz bunu. Eş anlamlı sözcüklerin dilimize bir güç kazandıracağına, böylece dilimizin zenginleşeceğine inanmıyorum. Kimi yerde gerçek, kimi yerde hakikat, kimi yerde de realite demenin dilimize olsun, diyeceklerimize olsun bir yararı dokunur mu?
Türkçe karşılığı olmayan Arapça, Farsça sözcükleri ne yapacağız? Biz kullansak bile bizden sonrakiler kullanmayacaklar onları. Frenkçelerini de alamayız. Bir çıkmazdan başka bir çıkmaza girmek olur bu. Gerçi okullarımızda batı dilleri okutuluyor, okutuluyor ya, gene de köklerine inilmiyor onları; Yunanca, Latince gösterilmiyor, bu dillerin ürünleri incelenmiyor, Batı ekinin (kültürünün) temellerine yabancıyız biz. Böyle olmasaydı bile alamazdık batı dillerini. Okumuş bir azlığın anlayabildiği bir dile gidemezdik. Tek çıkar yol, anlaşılır Türkçe köklerden sözcük türetmek, bir de, bölgesel sözcükleri, deyimleri gün ışığına çıkarmaktır.
Gelişmenin arınmayı da içine alan daha geniş bir anlamı vardır. Salt bir sözcük işi değildir gelişme. Batı dillerindeki bütün sözcüklere Türkçe karşılık bulmak da değildir. Bir kavram birkaç sözcükle de anlatılabilir. İş, Türkçe yazmaktadır. Şu yazı dilinin yapmacık, tekdüze söyleyişini sürdürdükten sonra, istediğimizce Türkçe sözcük kullanalım, dilimiz gelişmiş olmayacaktır. Konuşulan Türkçeyi alacağız. Yalnız İstanbul Türkçesi değil benim dediğim İstanbul’un dışında da Türkçe konuşulur. Hem daha bir Türkçe konuşulur. Büyük, güçlü bir kaynak var önümüzde. Pek el değmedik, işlenmedik bir gömü. Sıcak, kıvrak, soluk alıp veren, yaşama gücünü tüm halkımızdan alan bir dil. İşte biz bu dili işleyeceğiz. Halkımızın konuştuğu gibi yazacağız. Buna karşı duranlar, bunu beğenmeyenler bir devrik tümce bellemişler, ona tutuluyorlar. Devrik tümce olmazmış, dilimizin kurallarına aykırı düşermiş bu. Doğru değil dedikleri. Biz çoğu devrik tümcelerle konuşuyoruz. Bunu kurallara aykırı bulanlar önce savundukları kuralların dilimize uyup uymadığını düşünsünler. Diller kurallardan çıkmaz, kurallar dilden çıkar. Oysa, konuşur gibi yazmak yalnızca bir devrik tümce işi de değildir. Öyle olsaydı bundan kolay mı olurdu?
Diller, yazarların, düşünürlerin sanatçıların yazılarıyla gelişir. Daha çok sanatçıların, ozanların öykücülerin, romancıların. Dili en iyi onlar kullanır, gelişmesine en çok onlar emek verirler. Dil uzmanları, kurumlar, kurullar, dernekler dillerin gelişmesinde ancak yardımcı olabilirler. Bilimsel çalışmaların verilerini değerlendiren yazarlardır, sanatçılardır. Bir yazar, bir sanatçı diyeceklerini daha iyi bir anlatmak istedi mi yolunu kendisi bulur. Uzmanlara danışmaz. Yeni bir sözcük mü gerekiyor? Kendisi bulur onu. Nitekim bu gereği duyan da kendisidir. Ya beğenir uzmanların yaptıklarını, ya beğenmez. Beğenirse kullanır, beğenmezse kendisi arar bulur. Başka yolu yoktur bunun. Yeni sözcükler yaza kullana yerleşirler, yayılırlar. Yazarlar kullanmadıkça kimse çıkaramaz onları sözcüklerden, kimse yaşatmaz.
Büyük bir yapıya, geleceğin ileri Türkçesine çalışılan bir çağda yaşıyoruz. Elbirliğiyle başarılacak bir iş bu. Dilini seven, diline saygı duyan aydın kişi, dilerse bir şeyler getirebilir bu yapıya. İşe yaramak isteyen için bu ne güzel iş, ne büyük mutluluktur.
Comments
v
v
3
dilimizin asimilasyonu müslümanlık diye araplığın kakalanmasıyla olmuştur. bu günlerde de batı dili kakalanılmaya çalışılıyo. en basitin iş yeri tabelaları buna örnektir. halk ve aydın kesim ne zaman batıyı ya da doğuyu değil kendi özünü kabul eder o zaman dilde sadeleşme ve gelişme görürüz.
dilde sadeleşme xD
sadeleşme = yabancı unsurlardan arınarak öze dönme.
batı dilininin ve ya arap dilinin kakalanması diye bişey yoktur diye düşünüyorum kimse zorlada dayatmıyor bize. Aldığımız kelimeler bize daha kolay geliyor diye onu kullanıyoruz. Ayrıca kötü bişey de değil dışardan kelimeler almak kullanmak diye düşünüyorum. ve şuan bizim gırtlak yapımıza uymaz eski ataların konuştuğu türkçe telaffuzlar okunurken kız gibi geliyor bana insanın özü kullandığı dil ile değişmez en baba milliyetçilik akrabanı korumak komsunu kollamak vs vs He bide ilgin varsa öğren derim uygur göktürk alfebesini kuralları basit ama çok pratik gerekiyor harfleri tanımak vs için ataların kullandığı dil yapısı askeri bi dil oldugu için basit kaçıyor farsça gibi dillere göre. Bide bizim dilimizde 10 arapça kelime varsa 150 farsça kelime vardır araplık neden kakalansın ve başarılı olunsun. Kültürler birbirine geçiyor dilde bunun içinde. Bende isterim dil gelişsin daha akıcı olsun ama bu işler böyle yazmakla olmuyor malesef 1925 lerden itibaren dilde sadeleşcez diye saçma sapan bi yere geldik
sana ambulans demek mi daha kolay ve anlaşılır geliyor yoksa cankurtaran mı? ya da sansasyonel demek mi daha kolay ve anlaşılır çarpıcı demek mi? Külliye demek mi daha kolay ve anlaşılır yoksa yerleşke demek mi? Dilersen bu örnekleri artırabilirim. O bahsettiğin boğaz yapısı olayı tamamen saçmalık dilin evrimleşmesiyle beraber kelimelerin telaffuzu da boğazına kolay gelsin diye değişmiştir. Örneğin eski Türkçede "h" sesi yokken Öztürkçe'den gelen bir çok kelimede h sesi vardır. Bunun sebebi dilin evrimidir. Tavsiyeni de okudum ama ben Göktürk alfabesiyle yazıp okumayı zaten biliyorum. Türk gibi konuşmak varken neden Acem gibi, Arap gibi ya da Fransız gibi konuşalım?
belki daha çok örnek verebilirsin ama verdiğin örnekler yanlış. Bi kere şurda anlaşalım ben sana konuş veya konuşma demedim 😃 sadece bizi bozan ordan burdan giren kelimeler değil onu kastetdim Zaten gunumuze uygun ve sağlam dilimiz olsa giremezlerdi kanımca. neyse ben haklı olma çabasında değilim düşüncelerim bunlardı tabiki kendi dilim alfebem olsun isterim herkes türkçe konuşsun isterim ama bunun diğer sebeblere bağlamak en kolayı.
Kardeşim sen sanırım dilin öneminin farkında değilsin. Kültürün en önemli öğesi dildir. Dilin bozulursa kültürün bozulmaya başlar. Bizim yaptığımız haklılık tartışması değil, birbirimizi anlama uğraşı kardeşim yoksa herkes kendine haklıdır elbette
v
v
Ne diyeyim ne diyeyim
Bozkurtlar Ulusun Tanrı Türk'ü Korusun
v
vote sub
v
v
v
v
v
f
v
v
One Dio ki LA
O BİR ANGARALI GAZETESİ
http://www.erepublik.com/tr/article/oyuna-yen-ba-ladim--2522855/1/20
v
v
v
v
rap
Vocal Boss
fsdfds
fdfd
buda 5
ytjgx
başarılı
v
v
Kısmen doğru, kısmen yanlış bir yazı.
Neresi doğru, neresi yanlış? Çok uzun mevzu.