2 Kasım 1943 - Karaçay Türklerinin yurtlarından sürülüş ve katledilişlerinin yıldönümü.

Day 2,904, 12:06 Published in Turkey Serbia by azitro42

Kafkasya geçiş bölgesi olması münasebetiyle yüzyıllarca doğudan batıya, batıdan doğuya, kuzeyden güneye, güneyden kuzeye yapılan kavim göçlerinin ardında her bir kavim Kafkasya’ da bir iz bırakmış yerleşik kavimlerle de birlikte adeta Kafkasya milletler karışımı haline gelmiştir.Kafkasya’da yaşayan kavimler ki, hala isminin duyulmadığı kavimlerin olması da muhtemeldir, sayacak olursak bu kaviler arasında dili ve kültürü muhafaza ederek Karaçay- Malkar Türklüğünün ayakta kalması Türk ruhunun güçlülüğünü göstermektedir.

Çarlık döneminden günümüze kadar 3 farklı devlet sisteminin Kafkasya’ya yönelik izlediği politikaların ortak noktası hukukilik, insancıllık, eşitlik gibi birçok değerden yoksun bir zorbalık üzerine kurulu olmalarıdır. Böyle bir sistem içinde suç ve cezanın şahsiliği ilkesinden çok, katliamların ne kadar çok kitleselleştirilebileceğinin önemsendiği açıkça ortadadır.Karaçayların Kafkasya’daki ömrü, tüm dağlılar gibi özgürlükleri uğruna mücadeleyle, toplu katliamlarla ve sürgünlerle geçmiştir.1854’te Kadı Muhammed Hubi nin önderliğinde, Rus işgaline karşı çıkan isyanı bastırmakta oldukça zorlandılar. Uzun yıllar boyunca diğer Kafkasyalı halklara uyguladıkları baskı ve şiddet elbette ki Karaçaylara da sirayet etmişti ve sürgüne zorlanmalarıyla beraber 1873 yılında ayaklanmalar başladı ve bu ayaklanmalar kanlı bir şekilde bastırıldı. Bunun üzerine 1885 ve 1905 yıllarında halkın büyük bir bölümü Anadolu’ya sürgün edildi. Kalanlar ise 1943 yılına kadar Ruslara karşı bağımsızlık mücadelesi verdi.1920’de General Mirzakul Kırımşahval ile General Kılıç Geriy önderliğinde, Çerkeslerin ve diğer Kafkasyalı halkların da desteğiyle güçlü bir direniş örneği gösterildi ve bu da bastırıldı. Şüphesiz Karaçayların bu kadar şiddetle yok edilmek istenilmesinde Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti’ni müdafaa etmelerinin de büyük bir payı vardı. Sonrasında Karaçay-Malkar halkı herhangi bir devlet düşmanlığı yapmasa da her zaman anavatanlarında suçlu muamelesi gördü.1922’ de kızıl ordu seçkinlerinden Budyonni önderliğinde Karaçay’a baskın yapıldı ve yüzlerce subay kurşuna dizildi.1930 yılında, Karaçay ve Çerkesler isyan etti ve ülkedeki Rus askerlerini kovdu. Bunun üzerine başlayan savaşta, 3000 yerli kurşuna dizildi, 17000 kişi Sibirya’ya sürüldü.1934 te 3000 kişi devlet düşmanlığı, vatan hainliği gibi yaftalarla Orta Asya’ya sürüldü.1936-38 yılları arasında direnişte 7000 Karaçay daha kurşuna dizilerek öldürüldü.Milli varlığını korumak için direnmekle beraber Sovyet ordusuyla Almanlara karşı savaşan Karaçaylar vardı. Davut Baykul, Hasan Bostan, Muhamet Urus, Torhtar Borlak gibi Sovyet ordusunda Almanlarla çarpışarak ölen Karaçaylılar olduğu gibi kalemiyle savaşanlar da olmuştu. Onlardan biri olan dönemin aydın kadınlarından Abidat Botaş da, rejim lehine yazılar yazmasına ve hiçbir mürteci tutum içerisinde bulunmamasına rağmen, babası ve kocası hapse atılmıştı. Yazdığı tüm eserleriyle birlikte tüm arşivi, 3 arabayla birlikte toplanıp Karacurt köyünün meydanında gazyağı dökülerek yakılmıştı. Kendisi de 1943 yılında sürgüne gönderilmişti.

2 Kasım 1943 yılında Karaçaylar, 8 Mart 1944 yılında Balkarlar topraklarından çıkarılıp topyekun sürgüne maruz bırakıldılar. Bu sürgün sırasında toplam nüfusun yarısı yok oldu.Sürgün sırasında ve sonrasında yaşanan sorunlar, etkisini hala hissettirmekte.


KAYNAKÇA:

M. Aslanbek, Karaçay Malkar Türklerinin faciası

Tavkul,Ufuk.Kafkasya Tarihinde Karaçay-Malkar Halkı ,Marje dergisi mart93


Kafkasya dergisi,1951,sayı4-5,M. Aslenbek Kuzey Kafkasya’da Karaçayların imhası