[TURAN] At, Türk'ün Kanadıdır

Day 3,044, 04:35 Published in Turkey Pakistan by bagaytug


Atlar en eski çağlardan beri Türklerin hayatıyla içli dışlı oldular. Asya'daki ilk at kalıntılarına Kapanda-Yüs bölgesinde Türklerin ataları tarafından oluşturulan Afanasyevo (MÖ 2500-1700) ve Andronovo(MÖ 1700-1200) kültürü çevresinde yapılan kazılarda rastlanmıştır. MÖ 3 binli yıllardan kalma mezarlarda , ağızlarında gem izleri bulunan at iskeletleri bulunmuştur.

Bu bize atı ilk ehlileştiren ve hayatlarında kullanan ilk insanların Türkler olduğunu gösterir. Alman Tarihçi Portriatz ''Eski Çağlarda At'' isimli eserinde , atın MÖ 6000'li yıllarda Türkler tarafından ehlileştirildiğini söylemiş ve bunu bazı bulgularıyla kanıtlamıştır. ( Bu bulgulara Anav Kültür Çevresinde ulaşılmıştır)


(Türk ve Atının 3000 yıllık mezarı)

5.yy'dan sonraki Orta Asya Türk kültürüne ait birinci elden kaynaklar, atın Türkler için önemini ve hayatındaki işlevlerini ortaya çıkarmaktadır. Türkler Dünya Tarihinde atı ilk kez ehlileştirmiş , binek hayvanı olarak kullanmış ve Kültür Tarihine armağan etmiştir. Atı ilk kullanan Türkler onu başta Çinliler olmak üzere bütün Avrupalı kavimler ata binmeyi öğretmişlerdir. Bunu atla ilgili birçok terimin ''iğdiş , ulak , yam, yamçı , yağız ve yılkı'' gibi kelimelerin Arapça ve Farsçaya geçmesi ispat olarak gösterilebilir.



Savaş Meydanında At ile Türk'ün Gücü

Türkler atların etini yemişler , sütünden milli içkileri olan kımız yapmışlar , onu kurban olarak sunmuşlar ve yabancı ülkelere ihraç ederek gelir elde etmişlerdir. At asıl değerini Türkler için savaş alanında kullanılmasıyla gösterdi. At Türklere sürat ve keskin bir manevra kabiliyeti kazandırdı. Orta Çağ kaynakları Türk Atlıları için '' Kasırga gibi birdenbire görünüp, kuşlar gibi uzaklaştıklarını'' şaşkınlıkla dile getirmişlerdir. Eski Türk Atlı birlikleri çağımızın zırhlı birliklerinin yerini tutmaktaydı. Doğu'da Çin Seddi Kapılarında Atını şaha kaldıran Türkler , Batıda Viyana kapılarına da at sayesinde dayanmaktaydı.Eski Türk orduları büyük ölçüde atlı ve okçu süvari birliklere dayanıyordu. Türkler atın kendilerine verdiği sürat sayesinde , Turan/Hilal taktiğini ustaca uygulamışlardır.Türklerin büyük devletler kurarak , geniş sahalara yayılması at ile mümkün olmuştur.



4-6 yy Roma-Batı kaynaklarına göre ''Hunlar at üstünde yerler, içerler , konuşurlar , alışveriş yaparlar ve ikamet ederlerdi''.(p. Vâczy, "Hunlar Avrupa'da”,Attila ve Hunları, İstanbul 962s. 91 ) 7-10 yy Bizans Kaynaklarına göre ''Türkler sanki at üstünde doğmuştur, yürümesini bilmezler'' gibi sözler yer almaktadır.Çocuklarını erken yaşta ata binmeye alıştıran Türkler , onları 3 yaşından sonra koyunlara bindirmeye başlamışlar 8 yaşında at sırtında çocuklarla beraber gezmişlerdir.12 yaşında da çocukların mükemmel birer binici oldukları kaynaklarda belirtilmiştir.





M.Ö 2.yy'da Doğu Hun İmparatorluğu'nda her yıl sonbahar aylarında büyük toplantılar yapılır ve ülkedeki atlar sayılırdı. Çin kaynaklarına göre Hunlar 1 milyon süvariye sahiplerdi. At, Türk'ler için o kadar önemliydi ki bozkır Türk Kavimlerini idare eden hakanlara ''Atın Efendisi'' ünvanı verilmiştir.

Atilla da atı , ordu manasında kullanmış ve ''Atımın Bastığı yerde ot bitmez'' sözüyle de atına verdiği önemi göstermiştir. Türkler için ''Daha yürümeyi öğrenmeden ata binmeyi öğrenirler'' ve ''At için binici Türktür , gerisi yüktür'' sözleri at ile Türk'ün yakınlaşmasını anlatan en güzel sözlerden biridir.


(Atatürk'ün en çok sevdiği atın adı Sakarya , muharebe yıllarında bindiği atın adı ise Çankaya'dır.)

Son olarak bir kaç Atasözü ve Büyük Türklerin sözleri:

Atın üstündeki Türk'tür, değilse yüktür.
At binenin, kılıç kuşananın.
At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır.
Ata binince Allah’ını, inince atını unutma.
Atın dorusu, yiğidin delisi.
Attan düşen yine atlanır.
Atına bakan ardına bakmaz.
Sudan geçerken at değiştirilmez.
Alma alını, satma kırı, sev yağızı, bin doruya
“Türk sese vurgundur: Davul sesi, kılıç sesi, nal sesi.” (Oğuz Han)
Kuş kanadın, er atın, at da Türkün kanadıdır. (Kaşgarlı Mahmut)
“… Yiğit yiğidin yoldaşı / At yiğidin öz kardeşi…” (Karacaoğlan)


Ötüken Ormanın Filizleri'nden alınmıştır.
Kaynaklar:
1-Nejat Diyarbekirli, Hun Sanatı,İstanbul1972, s.67
2-İlhami Durmuş.''Bozkır Kültürünün Oluşumu ve Gelişiminde At'' GaziÜ,FEF,sbd,1998
3-Prof.Dr.Emel Esin /Türk Sanatında At sf168
4-Divanü Lügati't-Türk /1.Cilt, Sf.83
5-Divanü Lügati't-Türk /1.Cilt Sf.70

[TURAN] At, Türk'ün Kanadıdır
erepublik.com/en/article/2588613/1/20