PKK YAPAMADI DEVLET YAPIYOR

Day 2,128, 17:20 Published in Turkey Turkey by Toprak Can
ALINTIDIR.....



Emekli Üsteğmen Avukat Serdar Öztürk, 45
yaşında...
Kara Harp Okulu’ndan 1989’da mezun
oldu.
13 Ekim 1994’te, Silopi kırsalında yapılan
bir operasyonda ağır yaralandı.
Kolunu, bacağını, gözünü kaybetti!
İki yıl tedaviden sonra 1996’da malulen
emekli edildi.
Tedavi edilse de ciğerlerinde, kafatasında
ve vücudunun pek çok yerinde şarapnel
parçası kaldı.
Hayata küsmedi, hukuk okudu, avukatlığa
başladı.
Ergenekon’dan tutuklanan yakın silah
arkadaşı Levent Göktaş’ın avukatlığını
üstlendi. Onu kurtarmaya çalışırken,
kendisini tutuklu olarak Silivri’de buldu.
Terörle mücadelede bir gözünü
kaybetmişti. Diğer gözü de 11,5 derece
bozuldu.
Kalbi duruyor!
Serdar Öztürk, bu şartlarda tam 3 yıl 8
aydır Silivri’de... Son iki haftadır nefes
alamaz, uyuyamaz, yürüyemez hale geldi.
Günlerce Silivri Devlet Hastanesi’ne taşındı.
‘Uyku apnesi’nden şüphelenildi, bunun
testinin yapılması kararlaştırıldı.
İstanbul’da bu testin yapıldığı tek devlet
hastanesi Yedikule Göğüs Hastalıkları
Hastanesi’ydi; oraya gönderildi ama test
yapılamadı.
Doktorlar çok çabaladıysa da yoğunluk
nedeniyle Öztürk’e test için gün
bulunamadı.
Ancak önümüzdeki Eylül’e bir randevu
ayarlanabildi; genç adam yeniden
cezaevine gönderildi.
Oysa uyku apnesi son derece tehlikeli bir
hastalık:
Uyku sırasında solunum duruyor ve uyku
düzeni bozuluyor. Solunum duraklamaları
sonucunda da kandaki oksijen miktarı
azalıyor, karbondioksit miktarı artıyor.
Kalp krizi, felç gibi ciddi sorunlara yol
açıyor.
Kısacası tıpkı Ergenekon sanığı Fatih
Hilmioğlu gibi Serdar Öztürk’ün de hayati
riski bulunuyor ama izin çıkmadığı için
GATA’ya ya da bir özel hastaneye gidip bu
testi yaptıramıyor!
Vücudunun yarısını bu ülkeye feda eden bu
kahraman asker sırf bu yüzden ölümün
soluğunu ensesinde hissederek yaşıyor...
Tabii; şimdilik!
Yine özveri!
Yukarıdaki yazıyı Odatv Davası
sanıklarından Müyesser Yıldız yazdı ve
Facebook’taki sayfasında yayınladı.
Hakkında böyle bir yazı yayınlandığını
öğrenen Serdar Öztürk haber gönderdi:
“Bu şekilde gündeme gelmek istemiyorum,
ayrıca içerde daha ağır durumda olanlar
var. Lütfen Müyesser devam ettirmesin...”
Bunu duyunca Müyesser’le konuştum, dedi
ki:
“Serdar Öztürk’e kol, bacak, göz borcumuz
var. Kendi nam-ı hesabıma bir de can
borçlu kalmak istemiyorum. Kimseden
lütuf, minnet, tahliye talebimiz yok. Bir gece
ölümün aniden gelmemesi için, uyku
apnesi testinin bir an önce yapılması
gerekiyor, bunu sağlamak hepimizin
boynunun borcu... Serdar Öztürk kusura
bakmasın, onu dinlemeyeceğim...”
Apo’ya özel tesis!
Son beş yıldır öyle akıl almaz olaylara
tanıklık ediyoruz ki artık kanıksadık!
Operasyonun ilk günlerinde savcılık ve
yandaş medya tarafından “Ergenekon’un
Kasası” olarak sunulan Kuddusi Okkır’ın,
daha sonra da Kaşif Kozinoğlu’nun
kanserden ölmelerine seyirci kaldık!
Gözünü kırpmadan vücudunun yarısını bu
ülkeye feda eden gazimizin dediği gibi
Silivri’de ondan da kötü durumda onlarca
tutuklu var...
Hepsine sahip çıkmak, sadece Müyesser’in
değil, hepimizin boynunun borcu!
Terörist başının sağlık sorunları için
İmralı’ya modern bir sağlık tesisi
kurulmasını sağlayan Adalet Bakanı’na
sesleniyorum:
Bu kahraman teğmenin ve içerideki tüm
sanıkların hayatlarından ve sağlıklarından
birinci derecede siz sorumlusunuz.
Tutukluların ağır hastalıklarla ve ölümle
cezalandırılmasına daha fazla seyirci
kalmayın ve bu insanlık suçuna artık “Dur”
deyin...