Korku Dünyasının Çocukları

Day 1,922, 12:06 Published in Turkey Turkey by Onur Akinci

Yedi yaşındaydım. Okula başladığım ilk seneydi ve okulun ilk günüydü. Siyah önlüğümü giyip oldukça ağır olan sırt çantamı yüklenip babamın eline yapıştım. Okula doğru yola çıktık.

Babam hayatı boyunca en heyecan verici anlarda bile sakinliğini koruyan bir adamdı. Ve bundan dolayı okulun o ilk günü o ilk heyecanı sanırım babamın anlaması imkansızdı. Beni bırakıp işine gitti.

İşte okuldaydım. Bilmediğim, tanımadığım yirmi beş, korkmuş, heyecanlı, ürkek çocuğun arasındaydım. Babam da yoktu yanımda halbuki orada ona çok ihtiyaç duymuştum. Henüz ders başlamamıştı. Sınıfta öğretmen de yoktu. O güne kadar bahçesinde bisiklet sürüp top oynadığımız sadece çevresi bizi ilgilendiren o binanın içindeydim. Bütün çocuklar ve tabi bende ağlıyorduk. Ağlayarak, ürkek hareketlerle çantamı elime alıp sınıftan çıktım. Endişeden, korkudan ölmek üzereydim.

İşte bu anı korkunun damgasını vurduğu ve benim bazen gülerek bazende hüzünlenerek hatırladığım ama asla unutmayacağım bir anımdır. bu yoğun endişe ve korku hali benim için ilkti. Düşünüyorum da keşke sonrakiler korkularım da ilki kadar tehlikesiz ve giderilebilir olsaydı. Ve umarım ki bundan sonra yaşayacaklarım da şimdikiler kadar hayatıma mal olmayacak şekilde geçiştirilebilir olurlar.

Hala rüyalarımda o ilk günü, o ilk korkuyu en doruk noktada yaşamış olan o çocuğu görüyorum. O'nu ve o anları çok özlüyorum. Zira o çocuk oradaki yirmi beş ayrı çocuktan, karanlıktan, köpeklerden, anne terliğinden, böceklerden korkan çocuktu. O çocuğun hayattan korkmasına gerek yoktu. Onun yerine anneler ve babalar korkmalıydı. Biz hayatla baş edemeyecek kadar küçüktük. Biz sadece oyunlar oynamalıydık. Biz çocuktuk.

Şimdi başka başka çocuklar bombalardan, açlıktan, hastalıklardan korkuyor. Ben o gülünesi korkudan OKB ya da kronik depresyonu miras olarak aldıysam peki savaşların, açlıkların, vebaların çocuklar ne alacaklar. Daha önemlisi alacakları o mirasın ne olduğunu öğrenebilecekleri yaşa kadar yaşayabilecekler mi?