Diktatörlerin yönetme sanatı

Day 2,471, 04:12 Published in Turkey USA by IronPrometheus


DİKTATÖRLERİN YÖNETME SANATI
Diktatörlerin yönetme sanatı normal bir yönetme sanatından farklıdır.
Normal bir yönetici etrafını temelde:
- Ödüllendirme (Bir elemanını ödüllendir)
- Cezalandırma (Bir elemanını cezalandır)
- Krizler (Kontrollü krizler çıkart ve kendin çöz)
ile yönetebilir ama diktatör olmak bundan fazlasını ister.

Bu farklara biraz değinmek isterim. Böylece bazı olayları daha kolay anlamlandırabiliriz…
Geçenlerde zeki, parası olan, eğitimli ve vasıflı bir arkadaşla politika üzerine simülasyon yapıyorduk: “Sana bir görev verilmez,” dedim. “Zira açığın, zayıflığın, kontrol edilmeni sağlayacak bir günahın yok.”
O zeki, güçlü ve vasıflı olmasını avantajı sanıyordu ama diktatörlükler de bunlar dezavantajıydı. Biraz açayım:
Diktatörler halktan, kitlelerden korkar derler. Yanlıştır: halk ve kitleler kolay yönetilebilir, yönlendirilebilir:
- Fakirlik
- Cehalet
- - İnanç, Milliyetçilik veya başka bir ideoloji
- - İç düşman
- Dış düşman
- Borçlar
İnanmadınız değil mi? Ama bu gerçektir: Diktatörler daha çok en yakınında bulunanlardan, en çok güvendiklerinden korkar. Zira tarih boyunca diktatörlerin sonunu düşmanları, halk, kitleler değil dostları, güvendikleri, korumaları getirmiştir.
Yani kitleler değil, ne yapacakları belli olmayan, kontrol edilmeyen bireylerdir tehlikeli olan.
Neron, Caligula gibi sadist tiranları kendi muhafızları öldürmüştür. Hitler’e düzenlenen en tehlikeli suikastları komutanları gerçekleştirdi. Korkunç İvan, Stalin ölümleri adamları sayesinde oldu.
Sezar’ın nasıl öldürüldüğünü duymuşsunuzdur herhalde, öyle bir ihanete uğramıştır ki “Sen de mi Brütüs?” demiştir zira, Brütüs manevi evladıdır. Ama sırtına saplanan hançerlerden biri ona aittir.




Mesela Stalin… Lavrentiy Pavloviç Beria, Stalin dönemi güvenlik örgütünün başıydı. Küçük kızlara meraklı olan bu sapık adam, o dönemki genişlik temizlik operasyonlarının da sorumlusudur. Stalin’den hem nefret eden, hem korkan bu adam Stalin kriz geçirdiği zaman doktorun getirilmesini engellemiştir.
(Beria ile ilgili anlatılan ilginç bir hikaye var: Stalin'in başka bir hastalığında öldüğünü sanmış ve cesedin başında nefretini kusmuş, hakaretler etmiş ama Stalin gözlerini açınca birden diz çöküp yine yalakalık yapmaya başlamış. Enteresan bir karakter.)
Diktatörlerin nasıl devrildiği, çöktüğünü, öldüğünü incelerseniz bunu daha iyi görebilirsiniz.
Hiçbir diktatör esas olarak kitle hareketleriyle gitmez: yanındaki adamlar ona ihanet ettiği zaman sonu gelir. Örneğin, ABD Irak’a saldırdığı zaman komutanları Saddam’ı satıyordu. Kaddafi isyanlar çıktığında yalnız yakalandı. Mussolini’yi astılar.

MODERN DİKTATÖRLER

Elbette modern diktatörler emsallerinin başına gelenleri biliyor. Bu nedenle Brütüs kompleksleri var. Onlar kitlelerden değil, tehlikenin en yakınlarından geleceğini hesaplar.
Peki böyle bir durumda diktatörlerin yönetme sanatının sırrı nedir?
Etrafına:
- Zayıf karakterli
- Günahkar
- Sapık
- Bağımlılıkları olan
- Suçları
olan insanları toplamak. Yani bir diktatör etrafına yetenekli, zeki, ahlaklı, prensipli, düzgün insanları toplamaz, bulundurmaz. Diktatör çevresinde suçları ve aşağılık ruhlarıyla birbirlerine “muhtaç” bir grup toplaşır.
Diktatör kendisine sadık insan ister, vasıflı değil.
Peki sadakat nasıl sağlanır?
Diktatörler sorunlu insanlardır, egoları nedeniyle çevrelerindeki insanlara kötü davranır, bu da nefret doğurur. Yani çevresindekiler onu sever görünür ama içten içe nefret eder. İşte onları kontrol etmesini sağlayacak şey zayıflıklardır:
- Bir adamının bağımlılıkları vardır
- Başkası kadınlara şiddet kullanır tecavüz eder
- Danışmanı küçük çocuklara meraklıdır
- Bakanı rüşvet alıyordur

İşte bu zayıflıklar, kişilerin aşağılık ruhları diktatörün:
- Kontrol etmesini
- Şantaj yapmasını
- Kişiliklerini ezmesini sağlar.
Diktatör çevresinde kontrol edemeyeceği, günahları olmayan, bağımlılığı olmayan, zayıflıkları olmayan istemez.
Diktatörler yapıları gereği kompleksli, zayıf, hırslı, günahkar, korkak insanlardır. Bu nedenle kendileri gibi olanları etrafına toplar. Yalakalık ister, korku ister.




ÇÖKÜŞ

En güçlü ve kusursuz diktatörlük yapısı bile çökmeye mahkumdur. Neden?
Halkı cahil ve fakir tutarsınız, inanç yüklersiniz, borçlarla ruhları ezersiniz, çevrenize “siz devrilirseniz mahvolacak”, "yaşamaları size bağlı" milletin en aşağılık, kötü, sadist tiplerini toplarsınız ama yine de çökersiniz.
Neden?
Yanıt basit: diktatörlük bir kısır döngü yaratır; halkı giderek daha cahil tutmanız gerekir, etrafınızdakileri giderek daha vasıfsızlardan oluşturmanız gerekir. Bu da sizi değil ama üzerine oturduğunuz piramiti çürütür.
Modern diktatörlerin de anlamadığı şudur: çevrenizde kendisine ve insanlara ihanet etme ihtiyacı içindeki habis ruhları topladığınızda size sadık olmalarını sağlasanız bile bu sefer ihtiyaçlarını yakınlarından tatmin etmeye çalışır.
Diktatör ona kötü davranır, o da kendi altındakilere, eşit konumda olduklarını da entrika ve ihanetle tasfiye etmeye çalışır.

Diktatöre ihanet etmek ister ama korkar, takım arkadaşına eder. Ve en sonunda oluşan baskı altında çöker, çözümü ya batan gemiyi terk etmekte veya kendisini kontrol etmeye çalışan gücü “her şeye rağmen” yok etmekte bulurlar.
Bir de şu vardır: diktatör kimseye güvenmez ama onun da zayıflıklarını biriktiren, en gizli sırlarını bilen biri mutlaka olur. İşte burada “kontrol dengesi” bozulur. Bu kişi en sonunda diktatörü devirip yerine geçebilir. Örneğin Stalin örneğinde olduğu gibi bütün istihbaratı teslim ettiği biri. Beria, doktorun Stalin’in yanına gitmesini engellerken başa geçmeyi umuyordu. O başaramadı ama Putin böyle gelmişti. (Gerçi Putin'in işi kolaydı, devirdiği bir diktatör değildi.)

Özetle: bir diktatörün yanında rüşvet alan, sahtekar, hırsız, alkolik, sapık tipler olduğu zaman, nasıl oluyor da bunları görevde ve yanında tutuyor diye şaşırmayın.