Aşk Yok Olmaktır

Day 2,299, 06:43 Published in Turkey Philippines by klcahmet

Çok olağandışı bir şekilde gece çayımı yudumlarken, olağandışıdır çünkü ben düzenli hayatı olan bir insanım. 11-12 gibi uyuyup sabah namazdan sonra "Ya nasip" diyip güne başlarım, oyuna bakasım geldi. İsmim üzerinden şakalar yapılmış, arkadaşlar gülmüşler eğlenmişler. Angajman kuralları gereği misli ile karşılık vermem gerekiyordu ve benimle ilgili şakaların baş mimarı olan arkadaşım hakkında ufak bir araştırma yaptım. Sonuçlar enteresandı. Tam tahmin ettiğim gibi arkadaşımda benimle aynı durumdaydı 🙁 . İsmi şakaya çok müsaitti ve olaylar kendiliğinden gelişti. O konuya ilerleyen bölümlerde gelecem. Biraz tadını çıkarmak istiyorum 😃 . Hoş ilk okuldayken resmi bol kitaplar alan bir nesil olarak makalede bile gözümüz direkt resimlere gidiyor ama olsun ben şansımı denemek istiyorum 🙂 .

Nicedir kitap okumuyorum. Hafta sonları İstanbul'un bir ucundan bir ucuna gidiyorum. Metrobüs'ün görünmeyen faydalarından biri de; eğer yanınızda kimse yoksa mecbur telefon veya başka birşeyle uğraşıyorsunuz. Türünün son örneği telefonum hatrım için internete giriyor bazen. O anlarda bir blog'a denk geldim. Blog yazarı abla biraz enteresan biri çıktı. Ordan bir kaç alıntı paylaşcam. Birisi şu mesela:

"Çocukluğumuzun, masumiyetin içeceğidir o. Bırakın Nuri Alçolu Türk filmlerini. Leblebi tozu ve gazoz çocukluk çağımın yegane unsurlarıdır. İllâ cam şişede olmalıdır.

Elbette en güzeli Uludağ olanıdır. Candır. Sevilir.

Lütfen size ikram edilen gazozları içiniz. Reddetmeyiniz."


Biraz enteresan bir kafa kabul ediyorum ama okumaktan kendimi alamıyorum 🙂 . Biraz daha okuyorum. Sonra şöyle bir paragrafa denk geliyorum. Bu alıntının alıntısı:

"Edebiyatçının eseri kalır, okuyucu ise ölür… Okudukça zevkleriniz incelir, daha tuhaf, daha rafine kitaplara, yazarlara el atmaya başlarsınız, bu meşgale sırasında muhtemelen hayat gailesi bakımından dibe doğru kaymaktasınızdır. Okuduklarınızı, müstesna olduğunu düşündüğünüz satırları birilerine anlatmak istersiniz, zira şahsa mahsusun hazzı kısa sürer, ömrü uzun olan paylaşmaktır. Fakat ortalığı her zamanki gibi kaba saba kelimeler, düşük cümleler işgal etmiştir, o gürültüde kimse sizi duymaz. Okumak hem bir hayat başarısızlığının, ki unutmayın okumak mağlupların işidir, hem de derin bir yalnızlık hissinin sebebi olup çıkmıştır. Okuduğunuz onca kitabı, hayatınızı yatırdığınız o zorlu ve hassas meşgaleyi mezara götüreceğinizden korkmaya başlarsınız. Ve siz de bilirsiniz ki yalnız ölmek zordur, arkanızda mutlaka birkaç müttefik, birkaç şahit bırakmak istersiniz."
[Şu an bu makalenin taslağıyla uğraşıyorum, bazı puntoları koyalaştıracağımdan eminim. Onları da az çok tahmin etmişsinizdir 🙂]

Ben okumaya devam ederken yavaş yavaş ineceğim durağa doğru yaklaşıyorum. Son bir yazı okumaya niyetleniyorum. Biraz uzun bir yazıydı. Onun linkini verip asıl konuya geçiyorum. Link

Urban Cohort bu makalenin baş mimarıdır. Yukarıda bahsettiğim ismim üzerinden şaka yapan arkadaş kendisidir. Acaba urban cohort ne demek diye ufak bir araştırma yaptım. Herkesin kafasında farklı bir anlamı var. İşte sonuçları :

Bu çocuk okur :



Bu zaten okuyor çok belli :/ :



Bu konu hakkında konuşmak istemeyenler de oldu tabi :



Cinsel çağrışım yapan anlamları da varmış 🙁 :



Kimi çekimser cevaplar verdi :



Bunu bilmiyordum mesela :



Bu konu hakkında ilk defa kafa yoran birisi :



Yerel bazda çağrıştırdığı anlamlara bir örnek :



Fatal error verdim :



Ve son noktayı Tayyar Sert kankiş abim koyuyor:




Yeterli sayıda katılım olursa "Urban Cohort ne demek ?" özel sayısı yayınlamayı düşünüyorum. Size göre Urban Cohort ne demek bana mesaj atın. Yeterli sayıya ulaşınca yayınlayalım.

Konuyla alakası yok ama kapanışı bununla yapmak istiyorum : En sevdiklerimden 🙂



Shout linki:
"Aşk yok olmaktır"
www.erepublik.com/en/article/2380765/1/20


Unutmadan; Bugün eve gelirken öğrenci dostu Halk marka bir piskevit gördüm. İsmi Borneo. Kakao sevenler denesin 😉