[1] Minecraft Günlükleri : Kesin Bu Adamlar Bana Bi'şey Yapacak

Day 2,635, 12:34 Published in Cyprus Turkey by BraweHeart

İyi günler efem :3

Age of günlükleri yazan Alper (ismi buydu sanırım) ben de ilham kaynağı oldu 😃 Hem biraz yazma yeteneğimi geliştiririm hem de eğleniriz diye planlıyorum, hepinize şimdiden iyi eğlenceler, iyi okumalar 🙂

Uzun olduğuna bakmayın, akıcı bir şekilde yazdım, tarza alışırsanız zaten nasıl bittiğinin farkına varamayacaksınız :3 Başı dertten kurtulmayan Türk genci xdxd



Gün 1: Ağaçların arasında uyandıktan sonra gerilirken kemiklerimin çatırdadığını duydum, gece yatarken maymundum da uyanınca ilk insan mı olmuştum ne ? 2 metrekarelik bir ev yaptım hemen. Aslında iyi oldu küçük olduğu, gece yatarken ayaklarımı kapıya dayarım, zombiler kapıyı zorlarken ayaklarımla tutarım. Ne iyi olması be ? Kafayı mı yedim nedir ? Ulan kapıyı açarken evin yarısı doluyor, eve kız atsam ben dışarda kalırım. Uyurken osursam gaz bulutu tavanda yoğuşup asit olarak şıp şıp damlar.



Gün 3: Lan 2 gün pineklemeyi nasıl başardım şu kulübede inanamıyorum. Daha büyük bir evin hayalini kura kura içim geçmiş. Çimlerde yatmaktan sırtım yeşillenmiş. Kalkıp şöyle biraz etrafta dolaşayım dedim kayboldum lan. Güneş daha yeni doğdu sayılır şurda az dinleneyim sonra tekrar aramaya koyulurum saray yavrusu evimi.

Gün 4: İçim geçmiş yine iyi mi. İyi bari kuytuda yatarken gece kimse dokunmamış. Güneş yine aynı yerinde. Yoksa uyumadım mı hiç ? Yok yav, gece 4 metrekare bir ev gördüm rüyamda, uyumamış olmama imkan yok. Lan rüyalarımda bile bolluk, bereket yok. Fakirlik bilinçaltıma işlemiş. Eski evi aramıyim en iyisi, zaten küçük bişey, uzaktan da görülmez bu, yenisini yaparım şuraya bi yere. Ağaçlar bol burda ama arazi engebeli yav, ilerde iş makineleri yapar bol bol seyrederim bunları ben.



Gün 5: Oh be artık elma yemicem diye bir koyunu takip ederken sırtını dağa yaslamış bir köy gördüm. Nasıl sevindim anlatamam, artık ellerime muhtaç değilim diye sevinçten onları kesmeyi bile düşündüm. Diğer insanlar medeniyet kurmuşlar da bana haber vermemişler şu işe bak. Yaklaşınca garip giyinimli bir adam gördüm. Dik dik bana bakıyordu, "hoşgeldin yabancı!" dedi gür sesiyle. "Oha Türkçe konuşuyosunuz, demek ki Türksünüz" deyip mutluluktan tam sarılacakken, "Ne sandın tarrağam" dedi. Bozuntuya vermedim, şimdi bi ıslık çalar falan it sürüsü gibi toplanırlar, dinlene dinlene döverler diye korktum. "Başka birileri var mı burada ?" dedim. "Yok! Yürü git!" dedi. Ben de arkamı döndüm ve bu kel heriften intikam almaya yemin ettim. Bir anda "hığğğğh hığğ" diye bir böğürme duydum, bu kadar çabuk nazar değdireceğimi hiç düşünmezdim. Öldü garibim diyip arkama dönünce koluma yapıştı. Domuz gibi sağlam herif. Beni köyün içine çekiyordu. Çığlıklarımı duymuş olacaklar ki beni bu delinin elinden kurtarmak için evlerin arasından 4-5 kişi çıkageldi. Üzerime çullanıp havaya kaldırdılar ve ellerinin üstünde zıplata zıplata kuyunun yanına götürdüler. Sanki ünlü birini görmüş ya da altın bulmuş gibiydiler. Hepsi sırayla arkama bakıyorlardı. "Kuyuya atsaydınız daha iyiydi!" dedim, "Ne kuyusu ? Sen yeşil kitapta yazan yeşilli adamsın!" dedi biri nefes nefese. Ulan peygamber miydim acaba ? Yeşil kitap kuran mıydı ki ? Eğer öyleyse işte şimdi voleyi vurdum dedim o an. Hangi yeşil kitap ?, dedim. Deli papaz neresinden çıkardıysa kabı yeşile boyanmış eski püskü bir kitabı tutuşturdu elime. İçinde anlaşılmayan harfler vardı. Banane dedim, hayalimdeki rahata kavuşmuştum artık. Kitabı saygıyla papaza geri verdikten sonra silahtarın evine konuk oldum. Şimdi yorgun olabilirim diye kimseyi yanıma yaklaştırmadı. Biraz ekmek ve süt ile karnımı doyurup yatağa kıvrıldım. Şu ana kadar köyde hiç bayan görmedim, sanırım evlerine kapatmış gaddar kocaları.

Gün 6: Sabah bi kalktım hepsi yatağın etrafında gözlerini kocaman açmış beni izliyorlar. İrkildim lan. Levent Kırca'nın sarhoş tiplemesindeki gibi küfrettim. Lan bi köydeki bütün erkekler mi tipsiz olur: Hepsi kel, koca burunlu, tek kaşlı. Bi yeşil renkli gözleri güzel adamların. E işte en güzel göz eşşeklerdeymiş ne diyim. Yorganı bir anda açtı papaz, o soğuk nasıl vurdu anlatamam. Diğerleri de bön bön bakıyor hala. Gece yatmadan evvel ne güzel hayal kurmuştum halbuki. Silahtarın kızı bana çarpılıp öpücükle uyandıracaktı babasından gizli olarak. Silahtar heybetli adam gerçekten. Kaslı değil ama yapılı. Beni soğuktan tir tir titrerken görünce hepsini dışarı çıkardı. Sonra öz abim gibi yanıma oturdu, elini omzuma koyup yüzüme doğru: "Sezon sonunda %75'e varan indirimlerle elmas kılıçlarınızı tükenmeden alın!" dedi. Hala rüyada mıyım diye başımı sağa sola salladım, rüyada olmadığımı anlayınca silahtarla yine göz göze geldim. Abi !?, dedim. "İyi uyudun mu ?" dedi. Halüsinasyon gördüm lan galiba az önce. Evet evet deliksiz uyudum, deyip geçiştirdim. Sırtıma iki kere hafifçe dokunarak "Bana ne istersen sorabilirsin" dedi. Aradığım fırsat işte geldi dedim, sıraladım bir bir: Hepiniz neden kelsiniz ? , Kadınlar nerede ? , Neden köyde bir kilise var ? Pencereden dışarı baktı, uzaklara daldırmıştı sanki sorularım. Hepsini... dedi. Hepsini anlatıcam sana ama bugün değil, dedi. Şimdi biraz daha uyu, iyice dinlen, dedi. Adama karşı gelsem başıma ani bişey gelebilirdi, sağı solu belli olmuyor bunların. Kafayı yine yastığa gömüyorum silahtarın kızını düşünerek, umarım vardır :3



Shout 😎


[1] Minecraft Günlükleri:
Kesin Bu Adamlar Bana Bi'şey Yapacak
erepublik.com/tr/article/2494915




Abonelik ile, yeni makaleler size Fitne.tv mesajı olarak iletilecek 😘
http://goo.gl/5NnNJp


Advertisement / Reklam

Army Battles - Ordu Savaşları
https://forum.erepublik.com/index.php?/topic/3826-army-battles/ 🙂