Join the new world

"Doğuya doğru sürekli turancı-sosyalist devrim" parolosı ile görüşümü belli etsem de, Avrupa'daki stratejik konumu en iyi seviyede, tarihsel ve kültürel olarak da yakın bir bağımız olan Macaristan'ı pas geçmenin büyük akılsızlık olacağını düşünüyorum.



Macaristan'ı siyasi düzeyde inceleyecek olursak, mevcut meclis içerisinde hepsi aşırı sağ partilerden kurulu bir meclisi bulunuyor. Sağ kanat içerisinde yer almalarına rağmen çoğunluğu Macar milliyetçiliği üzerinde hem fikirler. Biz bu görüşü kırmak için elimizden geleni yapmamız gerekmektedir.


Gerek meclis içerisinde veya meclis dışı partilerden, ülke olarak yada partisel düzeyde bir kukla parti bulunup desteklenmeli ve meclise girip söz sahibi olması sağlanmalıdır.

Bu noktada en büyük sorun ise Türkiye'nin nüfusudur. Ondan sonra ekonomik yetersizlik gelmektedir. Bu ideali gerçekleştirmek için nüfusumuz ve ekonomimiz ileri düzeyde olmalı, ileri görüşlü ve strateji gücü yüksek liderlerce yönetilmeliyizdir.

Bu ülküyü, hayalci ve gerçek dışı görenler olacaktır ama onlara cevabım şudur;

"Ermenistan, bu ideali Radikal Sosyalist Parti ile gerçekleştirmeye yakındır. Parti yönetimine sağlanan Ermeni desteği ile neredeyse meclisimize bir kukla parti yerleşecektir. Ermenistan gibi küçük ve zayıf bir ülke dahi bunu içimizde başarma hedefine çok yakınken, tarihsel ve kültürel birliğimiz olan Macaristan sınırları içerisinde biz neden bunu başaramayalım ?"

Ancak bu sayede Avrupa'da söz sahibi olacak güçlü bir Türkiye hayal edebiliriz. Aksi taktirde gözümüzü eski "Hun" ve "Avar" hatta "Osmanlı" topraklarına dikme hakkını kendimizde bulmuyorum.

Bu kavga üzerine yapılması gerekenler;

1- Türk devleti içerisinde "Türk-Macar Kurultayı" adımları atılmalıdır.

2- Kurultay, Macaristan'da işbirliğine gidecek parti veya partiler ile irtibata geçip, aynı oluşumu Macar sınırlarında da köklenmesini sağlamalıdır.

3- Macar nüfusu, Türkler ve kendini Hun bilen Macarlar ile kırılmaya zorlanmalıdır.

4- Kurulmuş veya desteklenen parti içerisinde kesinlikle Türkiye Türkleri barındırmalı ve parti açık bir şekilde Türkiye'den destek görmelidir.

Bu uğurda ilk hedef partileşme aşamasıdır. İkici olarak mecliste söz sahibi olunacak seviyeye gelinmelidir. Bu ideal hemen olacak bir hadise maalesef değildir ama gerçekleştiğinde önü alınmaz bir yapı ile tüm Avrupa titreyecek, ezilen Doğu ve Rusya Türkleri şölen yaşayacaktır.

Bu ülkü bize, Katoliklerin ve Roma'nın kalbine kadar giren Attila'dan, Avar Kağanı 1. Bayan'dan mirastır !



Milletim bir olsun, milletler eşit olsun.